Yüzyıllar boyunca Çin'li kadınlar, balıklarda ve hayvanlarda dokuları bağlayan bir protein olan kolajeni bir gençlik kaynağı olarak gördüler; solmuş cildi canlandırmak ve yaşlanan eklemleri korumak umuduyla domuz ayağı, köpek balığı yüzgeci ve eşek derisi gibi yiyecekleri rutin olarak tüketiyorlardı.
Amerika Birleşik Devletleri'nde, kolajen en çok 1980'lerde dudakları dolgunlaştırmak ve çizgileri yumuşatmak için pahalı bir enjekte edilebilir dolgu maddesi olarak biliniyordu. Ancak ancak son yıllarda, şirketler kolajen takviyesi için daha iştah açıcı yollar buldukça (meyveli çiğnemeler, vanilya aromalı kahve kremaları, tek servislik poşetler ve yutması kolay kapsüller dahil) yenilebilir kollajen popüler olmaya başladı.
Kourtney Kardashian gibi güne sıcak bir kolajen içeceğiyle başlayan ünlülerin instagram paylaşımları konuyu daha popülerize etti. Kolajen cildi iyileştirip, artrit semptomlarını hafifletip, yara iyileşmesini destekleyip, kas kaybını önleyebileceğinin gösterilmesi ile tıp çevrelerinde kolajene dair ön yargılar yıkılmaya başladı.
Pazar araştırma şirketi Nutrition Business Journal'a göre, 2014 yılında Pazar payı sadece 50 milyon dolar olan kolajen takviyeleri için 2020'de yalnızca Amerika Birleşik Devletleri'nde tüketicilerin 293 milyon dolar harcamaları bekleniyor. Küresel olarak, kolajen daha fazla yiyecek ve içeceğe, topikal ürünlere (kremlere) ve hatta ameliyathaneye girdikçe, pazarın 2025 yılına kadar 6,5 milyar dolara ulaşacağı tahmin ediliyor.
Ancak popülaritesine rağmen, kolajen ne kadar etkili ve güvenli olduğuna dair sorular devam ediyor.
Kolajen bazıları için tıbbın birçok alanında en çok ümit vaad eden ilk üç ürün arasında yer almaktadır. Aynı zamanda en çılgın ve tartışmalı ürünlerden birisidir.
Kolajen; Glisin, prolin, hidroksiprolin, alanin, glutamin adı verilen belirli amino asit dizilerinden oluşan yapısal bir protein molekülüdür. Bağ dokularındaki ana proteindir ve tüm proteinlerin% 30'unu oluşturur.
Kolajen genellikle “vücudun çatısı” veya “bedeni bir arada tutan yapıştırıcı” olarak da anılır. Kolajenin cildin kuru ağırlığının yaklaşık% 75'ini oluşturur. Kolajen cildin dolgun görünmesini sağlayan ve kırışıklıkları azaltan bir vücut komponentidir. Ayrıca kolajen tendonlarımızı, kemiklerimizi ve eklemlerimizi korumak ve onarmak için ihtiyaç duyduğunuz amino asitler prolin ve glisin açısından da zengindir.
Kolajen vücutta en bol bulunan proteinlerden biridir. Kolajen "deriden kemiklere, kaslara, tendonlara ve bağlara kadar vücudumuzdaki bağ dokusunu oluşturan ana yapısal proteindir". Bu proteinin şişelenmiş formunun “sıvı kolajen” (genellikle hayvan kolajeninden yapılır) yüksek talep görmesi şaşırtıcı değildir.
Kolajen cildimizin yüzde 80'ini oluşturur ve elastin adı verilen başka bir proteinle birlikte çalışır ve cildimize elastikliği sağlar. Ancak yaşlandıkça vücudumuz doğal olarak kolajen üretimini azaltmaya başlar. Kolajen "ciltteki protein ipleri" olarak tanımlanabilir. Gençken halat gergin kalır ama biz yaşlandıkça uçlar yıpranmaya başlar ve gevşer. Esasen, vücudumuz, kaybettiğimiz kolajeni, parçalandığı kadar çabuk yenileyemez.
Takviyelerdeki kolajen peptitler (hidrolize kolajen olarak da adlandırılır) farklıdır. Kolajen ile aynı amino asitlerden yapılırlar ancak vücudumuz tarafından daha kolay emilirler. Bunun nedeni, kollajenden çok daha kısa amino asit zincirleri olmaları ve onların kan dolaşımımıza daha kolay emilmeleridir (yani daha sindirilebilir olmaları).
"Yaşlandıkça, kolajen yıkımımız, yapımın önüne geçer. Kadınlar yirmili yaşların ortalarında her yıl kollajenin yaklaşık %1'ini kaybederken, menopozun ilk 5 yılında kolajenin %30’unu kaybeder.
Kas tendonlarının % 80'i, cildin% 75'i, organik kemik kütlesinin ve göz akının% 90'ı kolajendir.Kolajen, vücudumuzdaki bağ dokusu hücreleri olarak adlandırılan Fibroblastlar tarafından üretilen bir protein türüdür. Ancak yaşlandıkça vücudumuzdaki üretim yavaşlar. 30 yaş ile birlikte kollajen üretimi her yıl %1-2 azalır ve kayıplar başlar.
Sağlıklı ve genç bir cilt, yüksek kollajen seviyesi ile doğru orantılıdır. Vücudumuzun en büyük organı olan cildimiz 3 katmandan oluşur:
Dermis tabakasında kollajen ve elastin lifleri bulunur. Kolajen kaybıyla birlikte; Cildin dermis tabakasında bulunan hyaluronik asit miktarı azalır, cilt kurumaya başlar ve güneş ışığına karşı savunmasız hale gelir.
Kolajen üretimini yavaşlatan tek faktör yaş değildir. Ayrıca;
Kolajen enjeksiyonu geçmiş yıllarda uygulanan bir yöntemken, günümüzde tercih edilmez. Çünkü enjekte edilen kolajen hızla parçalanır ve diğer dolgular kadar kalıcı değildir. Ayrıca kolajen enjeksiyonu alerjik reaksiyonlara yol açma eğiliminde olduğundan birçok tıbbi cilt bakımı uygulamasında gözden düşmüştür.
Kolajen deriye sürüldüğünde de iyi emilmemektedir. Ayrıca alerjik reaksiyon riski olan kolajen kremlerinin etkili olmadığı belirtilmektedir.
Yaşları 35 ile 55 arasında değişen 69 kadın üzerinde 2014yılında yapılan bir araştırmada, 8 hafta boyunca günde 2.5 veya 5 gram kolajen alanların, almayanlara kıyasla cilt elastikiyetinde çok fazla iyileşme gösterdiği bildirildi.
Sadece son birkaç yılda, ağızdan alınan kolajen takviyeleri gerçekten cildin görünümünü etkileyebileceğini gösteren bazı etkileyici çalışmalar yapıldı.
Bir diğer çalışmada, 12 hafta boyunca günde 1 gram kolajen takviyesi alan kadınların % 76 daha az cilt kuruluğu, % 12 daha az görünür kırışıklık, ciltte daha iyi kan akışı ve% 6 daha yüksek kolajen içeriğine sahip olduğunu bulundu.
Bir başka analizde 805 hastayı içeren sekiz çalışmanın 2019 yılında yapılan incelemesinde, "yara iyileşmesi ve cilt yaşlanması için ağızdan alınan kollajen takviyelerinin kısa ve uzun vadeli kullanımı için ön sonuçların umut verici olduğu" sonucuna vardı. Ancak şunu da belirtmek gerekir ki şimdiye kadar yapılan kolajen etkisi çalışmaların çoğunun firmalar tarafından direkt veya dolaylı yoldan finansal olarak desteklendiği belirtilmektedir. Ancak yine de kolajenin umut verdiğine inanılıyor.
Tek başına bir protein kaynağı olan kolajen mükemmel bir kaynaktır, kalori başına diğer kaynaklara göre daha fazla protein içerirken daha az sodyum ve şeker içerir.
Yaşlanmanın neden olduğu kas kaybı olan sarkopenili 53 yaşlı erkeğin yakın tarihli bir çalışması, 3 ay boyunca haftada üç kez ağırlık kaldırmanın yanı sıra günde 15 gram kolajen kullananların yorumları önemli ölçüde daha fazla kas kazandıklarını ve daha fazla yağ kaybettiklerini buldu.
Kolajenin ayrıca güçlü bir yara iyileştirici görevi gördüğü, kanamayı durdurabildiği, bağışıklık sistemi üzerine faydalı olduğu ve yeni kan damarı oluşumunu teşvik ettiği gösterilmiştir. Basınç ülseri olan 89 uzun süreli bakım hastası üzerinde yapılan bir çalışmada, 8 hafta boyunca günde üç kez “kollajen takviyesi alanların yaralarının iki kat daha hızlı iyileştiğini” gördüklerini buldu. Küçük bir cerrahi deri biyopsisi yapılan sekiz hastadan bir diğeri, günlük topikal kollajenin en azından dikişlerin yanı sıra yaralarını da iyileştirdiğini buldu.
Ancak günümüzde tüm sağlık otoriteleri kollajen üzerinde aynı fikirde olmayıp, şüpheci olmaya devam ediyor. Birçok otorite mide asitlerinin yediğiniz kolajen proteinlerini, bozulmadan cilde ulaşmadan önce parçaladığını, bu yüzden de bunun yardımcı olduğuna ikna olmadığını söylüyor.
Kolajenin elde edildiği protein kaynaklarının yüksek oranda toksik ağır metaller için sünger görevi görme eğiliminde olduğu ve bir ağır metal olan yüksek seviyelerde kadmiyum içeriyor.
Bu arada, bazı otörler ve tüketici grupları, özellikle inek kaynaklı kolajen takviyelerin hayvanın toynaklarından, postundan, kemiklerinden ve sinir dokularından “sığır süngerimsi ensefalopati (BSE)” veya “deli dana hastalığı” gibi hastalıkları taşıyabileceğine dair endişelerini dile getiriyorlar.
Bu sebeple, 2016 yılında FDA, “deli dana hastalığı” potansiyel riskini ele almak için diyet takviyelerinde bazı inek parçalarının kullanılmasını yasakladı. Deli dana hastalığı ile enfekte etin insan tüketimi nörolojik bozukluklara yol açabileceği belirtilmiştir. FDA, önemli bir kolajen kaynağı olan jelatini, "belirtilen endüstri uygulamaları kullanılarak üretildiği sürece" yasaktan muaf tuttu.
Birçok tıp otörü diyet takviyelerinin, kolajen takviyesinin kalitesi büyük ölçüde farklılık gösterdiğinden ve sektörde belirgin bir standardizasyon olmadığı için ve genellikle ilaçlar kadar katı bir şekilde düzenlenmediğinden, hastalarının kolajenlerini tavuk, balık veya sığır etinden kemikler kullanarak ev yapımı etten almasını tercih etmektedir. Birçok doktor "Kolajenin popülerize oluşunu ilgi ile izliyorum faydalı olduğunu gösteren bazı veriler var, ancak hastalarımın kollajeni yiyecekler yoluyla almasını tercih ediyorum" diyor.
Kemiklerini ve dokularını kafessiz, serbest dolaşan ve antibiyotik içermeyen hayvan kaynaklarından alan şirketlerin ürünlerini kullanın. Ağır metalleri ve diğer kirleticileri ürünlerinde kullanmayan ve bunları ekarte etmek için neler yaptıklarını görmek için şirketlerin web sitesini inceleyin.
“Kolajen cildinizin nemli ve diri görünmesini, kemiklerinizin ve tırnaklarınızın güçlü olmasını ve eklemlerinizin ağrısız olmasını sağlar.” Bunlar Kolajen tozları, kolajen hapları ve kolajen kremleri şeklinde gelen sayısız kolajen takviyesi üreticisi tarafından yapılan iddialardır. Bu oluşan iddialı beklentiler ile, kolajenin sağlık ve güzellik forumlarında yaygın olarak aranan bir konu haline gelmesi şaşırtıcı değildir. Peki kolajenin etkileri yükselen bu beklentileri karşılayacak düzeyde midir?..
Kolajen takviyeleri, çoğu takviye gibi F.D.A. (Amerikan İlaç Dairesi) tarafından onanmamıştır. Kolajen markalarından bazıları USP onaylı etiketi taşır(hiç yoktan iyidir). Ancak bir kolajen markasında hangi bileşenlerin bulunduğunu doktorunuza danışmakta fayda vardır.
Bazı araştırmalar, birkaç ay boyunca kolajen takviyesi almanın cilt elastikiyetini (yani kırışıklıkları ve gevşekliği) ve yaşlanma belirtilerini azaltabileceğini göstermektedir. Diğerleri, kollajen tüketmenin yaşla zayıflamış kemiklerdeki yoğunluğu artırabileceğini ve eklem, sırt ve diz ağrısını iyileştirebileceğini göstermiştir. Ancak bu çalışmaların sayısı az ve kolajen markaları tarafından finanse edilerek sonuçlarda önyargı ihtimalini artırmaktadır.
2019 literatür taramasına göre bu faydalardan bazılarının gerçek olması mümkündür. İncelemeye göre;
Kolajen haplarının cilt elastikiyetini arttırdığını, Kolajen takviyeleri ciltteki kolajen yoğunluğunu artırabileceğini Kolajen haplarının ciltteki nem oranını arttırdığı gösterilmiştir.
Ancak ağızdan alınan kollajen dair çok daha fazla kanıta ihtiyaç vardır ve bu çalışmalar küçük ve başlangıç niteliğinde umut verici çalışmalardır. Birçok doktor hastalarına sindirilebilir kollajen önermeye başlamış ve toz kolajen ile cilt elastikiyeti, sıkılığı ve nemi açısından dikkate değer faydalara tanık olduğunu söylerler.
Bağırsaklardan emilim, özellikle doğal kolajen gibi devasa bir molekül söz konusu olduğunda zor bir iştir. Daha küçük peptitler bağırsak bariyerimizden daha kolay geçebilir ve kan dolaşımımıza girebilir (Teoride, tüm iyi kolajen takviyelerin yapabilmesi gereken şey budur). Vücut, barsaktan emilen kolajeni en çok onarıma ihtiyaç duyan bölgelerde kullanmaya başlar.
Konu güzellik olduğunda, tüm sağlık firmaları umut vaad eden kollajen üretim kervanına hızla katılmıştır. Kolajen hapları, kolajen tozları, kolajen kremleri ve likit kolajen, cildinizi güzelleştirmeyi ve kemiklerinizi güçlendirmeyi vaat ediyor.
Kolajen tozları, smoothie'lere, kahveye ve hatta suya katılması kolay olduğu için en popüler olan kolajen takviyesi formudur. Hangi kolajen markasını ve günlük kolajen dozu önemli iki konudur. Bu konuda standart olmadığından her kollajen markası farklı yoğunlukta ve farklı kolajen dozu ile piyasaya çıktığından kullanmadan mutlaka kutu üzerindeki uyarı ve tavsiyeleri incelemek gerekir.
Kolajen kremleri ise, orijinal kollajen derinin daha derin seviyesinde üretildiğinden (epidermisten daha derinde) kollojenin kremlerinin bu seviyeye nüfus etmesinin gerçekten çok zor görünüyor.
Bitkisel kollajen veya vegan kolajen olarak pazarlanan ürünlere dikkat etmek gerekir. Bu ürünler aslında kollajen içermezler. Kollajen üretimini destekledikleri söylense de bilimsel olarak kanıtlanmamıştır.
Olabilir! Ama devamlı kollajen kullanmaya hazır olun. Kolajen işe yararsa ve uzun süreli etkiler arıyorsanız, hayatınızın geri kalanında kolajen takviyeleri almanızda fayda vardır. Neden? Cevap “kolajenazdır”. Vücudumuz sürekli olarak kollajenaz enzimi üretir ve bu enzim doğal kolajenimizi parçalar. Kolajenaz aslında vücudumuzda hep var olan yapım ve yıkım döngüsünün bir parçasıdır. Yaşla birlikte ibre “kolajen yıkımı” lehine döner. Dolayısıyla, kolajen takviyeleri cildinizi, kemiklerinizi ve eklemlerinizi iyileştiriyorsa, bunları almaya devam etmeniz gerekecektir. Ancak şunu unutmamak gerekir ki ağızdan aldığınız kollajenin doğrudan cildinize gideceği anlamına gelmez. Vücutta nerede ihtiyaç var ise (kemik, eklem, tendon vs) kollajen takviyesi oraya gidecektir. Cildimiz de bu arada kendi payına düşen kolajeni alacaktır.
Kolajeni eterli alıp almadığınızı değerlendirirken halihazırda tükettiğiniz yiyecekleri de göz önünde bulundurmalısınız. Sözkonusu olan gıdalardaki (sığır ve deniz ürünleri) kollajeni olduğunda, “kemikler ve deri” kolajen açısından en zengin kaynaklardır. Ancak çoğu insan bu parçaları yememektedir. Kemik suyu kollajen açısından zengin bir seçenektir. Ayrıca kemik suyunun amino asitler açısından zengin olduğunu, bu nedenle “kemik suyunun kolajen üretimine yardımcı olabileceğini" söylemek mümkündür. Ancak kemik suyunun cilde direk faydaları olduğunu destekleyen çok az araştırma veya kanıt mevcuttur.
Kolajen fiyatları kullanılan kolajen markası, kolajen firması kullandığı teknoloji, içerdiği kolajen dozu, kolajenin USP onaylı olup olmadığı gibi faktörler sebebi ile farklı fiyatlarda olabilir.
Vücudumuzda 28 çeşit kolajen vardır. Vücudumuzdaki kolajenin yaklaşık %80-90'ı tip I, II veya III kolajendir. Her kolajen tipinin lif yapısı genel olarak aynıdır. Kompakt üçlü sarmaldırlar ve üç uzun amino asit zinciri taşırlar. Bununla birlikte, kolajen türleri arasında moleküler düzeyde önemli farklılıklar vardır.
Mevcut araştırmaya göre önerilen bazı dozajlar:
Cilt kırışıklıkları için önerilen doz 2,5 gram hidrolize kollajen tip I ve bir tip I ve II karışımı, 8 ila 12 hafta sonra faydalar göstermiştir.
Eklem ağrısı için 6 ay boyunca günlük alınan 40 mg ham tip-II kollajen veya 10 hafta boyunca 2 gram hidrolize tip-II kollajen eklem ağrısını azaltmaya yardımcı olabilir.
Kemik sağlığı için araştırma sınırlıdır, ancak ineklerden elde edilen 5 gram hidrolize kollajen, tek bir çalışmada 1 yıl sonra kemik yoğunluğunun artmasına yardımcı oldu.
Kas geliştirme için direnç eğitiminden sonraki 1 saat içinde alınan 15 gram kolajen kas yapmanıza yardımcı olabilir, ancak diğer protein kaynaklarının da benzer etkileri olması muhtemeldir.
Kolajen takviyeleri çoğu insan için genellikle güvenlidir. Bununla birlikte, mide bulantısı, mide rahatsızlığı ve ishal gibi hafif yan etkiler bildirilmiştir.
Kolajen takviyeleri genellikle hayvanlardan elde edildiğinden, istisnalar olsa da çoğu tür veganlar veya vejeteryanlar için uygun değildir.
Ek olarak, balık gibi alerjenler içerebilirler. Alerjiniz varsa, o kaynaktan türeyen herhangi bir kolajenden kaçınmak için etiketi kontrol ettiğinizden emin olun.
Son olarak, gıdalardan da kolajen elde edebileceğinizi unutmayın. Tavuk derisi ve jelatinimsi et parçaları mükemmel kaynaklardır.
Vejeteryan veya vegan iseniz, kolajenin hayvansal kaynaklardan geldiğini unutmayın- bazı şirketler şu anda maya ve bakteri kullanarak GDO ikame maddeleri üzerinde çalışıyor. Tabii ki, GDO kollajen alma olasılığı, genetik mühendisliğe karşı olanların bu faktörleri göz önüne alması gerekir.
Piyasada çok sayıda kolajen tozu ortaya çıktıkça merak ediyor olabilirsiniz: Tip 1 kolajen, Tip 2 kolajen, Tip 3 kolajen tipleri arasındaki farklar nelerdir?Hangi tür kolajen sizin için uygun?
İşte bu farklı kolajen türlerinin hızlı bir özeti:
Tip 1 Kolajen: İnce çizgileri ve kırışıklıkları en aza indirir ve cildin elastikiyetini ve nemliliğini artırır. Kaslarınızı, gözlerinizi, kemiklerinizi ve omurganızı yeniden yapılandırmaya yardımcı olmakla kalmaz, aynı zamanda tırnaklarınızı güçlendirmek ve daha güçlü, daha kalın saçlar uzamasına yardımcı olmak için de iyidir. Tip 1 kollajen, Deniz ürünü kolajen (Marine Collagen)'de en bol miktarda bulunur.
Tip 2 Kolajen: Kıkırdağınızdaki protein moleküllerinin çoğunu oluşturur, eklemlerdeki kemiklerinizi koruyan bağ dokusu, omurga diskleriniz ve gözleriniz eklem sağlığını desteklemek için güçlü bir yoldur. En iyi kaynaklardan biri Organik Kemik Suyu Proteinidir.
Tip 3 Kolajen: Bağırsaklarınızda, kaslarınızda, kan damarlarınızda ve rahimde büyük miktarlarda bulunur. Bağırsak iyileşmesi ve cilt elastikiyetini ve nemliliğini iyileştirmek için en sık tip 1 kolajen ile birlikte kullanılır. Sığır Kollajen Peptitleri, büyük bir tip 1 ve 3 kollajen kaynağıdır.
Vücudunuz, prolin, glisin ve hidroksiprolin amino asitlerinden kolajen proteinleri üretir. Bu amino asitlerin tümü gıdalardan gelir, ancak bazılarının elde edilmesi diğerlerinden daha zordur. Örneğin hidroksiprolin, neredeyse yalnızca hayvansal kaynaklardan elde edilen kolajen içinde bulunur. Dolayısıyla, yeni kolajen yapmak istiyorsanız, bu belirli amino asitleri yiyeceklerden veya takviyelerden aldığınızdan emin olmalısınız.
Vücutta en az 16 farklı kolajen türü var, ancak vücudunuzdaki kolajenin % 80-90'ı tip 1, 2 ve 3'ten oluşuyor. Bu üç kolajen türünün her birinin, vücut ve biraz farklı kaynaklardan gelebilir.
Tip 1 kollajen, insan vücudunda en çok bulunan kolajendir. Gözlerinizde, cildinizde, tendonlarınızda, kemiğinizde ve dişlerinizde tip 1 kollajen bulabilirsiniz. Kaslarınızı, gözlerinizi, kemiklerinizi ve omurganızı yeniden inşa etmek için iyi bir seçenek olsa da “ince çizgileri ve kırışıklıkları en aza indirmesi ve cildin elastikiyetini ve nemini iyileştirmesiyle ünlüdür”. Tip 1 kolajen tırnaklarınızı güçlendirmek ve daha güçlü, daha kalın saçların çıkmasına yardımcı olmak için de iyidir.
Tip 1 ve 3 kolajenin faydaları söz konusu olduğunda pek çok örtüşme vardır. Bu nedenle genellikle her ikisini de içeren kolajen markaları bulursunuz. Bununla birlikte, deniz ürünlerinden örneğin vahşi yakalanmış morinadan elde edilen Marine Collagen, özellikle tip 1 kollajen açısından zengindir ve bu da onu özellikle tip 1'in faydalarını arayanlar için iyi bir seçim haline getirir.
Tip 1 ve 3, bağırsak duvarını iyileştirmek için en çok tercih edilen kolajen türüdür. Deniz ürünlerinden elde edilen tip 1 kollajen, özellikle bağırsak sağlığınızı iyileştirmek için de faydalıdır.
Kolajen kullananlar öncelikle kolajen kullanım amacını belirlemelidirler. Zira en sıvı kolajen kullanılsa bile doğru kolajen türü kullanılmaz ise istenilen beklenti karşılanamaz. Deniz kolajeni (Marine Collagen) yüksek konsantrasyonlarda tip 1 kollajen içerir.
Organik Kemik Suyu Protein Tozundan kolajen (Tip1 kolajen, tip 2 kolajen ve tip 3 kolajen tiplerinden zengindir)
Sığır Kolajeni (tip 1 kolajen ve tip 3 kolajen açısından zengindir)
En iyi kolajen hapı, hangi amaç ile kullanacağınıza göre belirlenir. Tip 2 kolajen, eklemlerdeki kemiklerinizi koruyan bağ dokusu olan kıkırdağınızdaki protein moleküllerinin çoğunu oluşturur. Ayrıca spinal disklerinizde ve gözlerinizde yüksek miktarlarda tip 2 kolajen mevcuttur.
Kıkırdak bozulması çok fazla eklem ağrısına neden olur, bu nedenle Tip 2 kolajen eklem sağlığına yardımcı olduğu bilinen kolajen türüdür. Tip 2 kollajen, aktiviteye bağlı eklem ağrısı ve enflamasyona da yardımcı olabilir. Tip 2 kollajen için en iyi kaynak; Organik Kemik Suyu Protein Tozu (Tip 1 kolajen, Tip 2 kolajen, Tip 3 kolajen bakımından zengindir).
“En iyi kolajen takviyesi” sizin için uygun olan, ihtiyacınız olandır. Tip 3 kollajen, vücudunuzda en çok bulunan ikinci tip kolajendir. Bağırsaklarınızda, kaslarınızda, kan damarlarınızda ve uterusta büyük miktarlarda bulabilirsiniz. Bağırsak iyileşmesi ve cilt elastikiyetini ve hidrasyonunu iyileştirmek için en sık tip 1 kolajen ile birlikte kullanılır. Organik Kemik Suyu Protein Tozu (Tip 1 kolajen, Tip 2 kolajen, Tip 3 kolajen bakımından zengindir) Sığır Kolajeni (tip 1 kolajen ve tip 3 kolajen açısından zengindir)
Sizin için en iyi kolajen türünü seçmek için, iki basit adım izlenebilir.
1. Adım: Özel Sağlık Hedeflerinizi Belirleyin
Adım 2: En iyi Kolajen Markası tercih edin
En iyi kolajen sağlamak, besin alımını en üst düzeye çıkarmak ve daha güçlü saç, cilt, tırnaklar, kemikler ve eklemler oluşturmanın anahtarıdır. En iyi kolajen markaları otla beslenen, merada yetiştirilen (sığır kollajeni) veya doğal kaynaklardan (deniz kollajeni) gelen kolajen ürünlerini almanızı öneririz.
İnsan vücudu her üç tür kolajene de ihtiyaç duyar, bu nedenle vücudunuzu bir bütün olarak desteklediğinizden emin olmak için çeşitli yüksek en kaliteli kolajen kaynaklarını düzenli olarak kullanmak önemlidir!
Bazı faktörler vücuttaki kolajen seviyelerini azaltır. Bunlardan kaçınmak cilt sağlığı için önemlidir;
Yüksek şeker tüketimi kolajeni azaltır: Yüksek şekerli bir diyet, kan şekerlerinin proteinlere bağlanarak gelişmiş glikasyon son ürünleri (AGE'ler) adı verilen yeni moleküller oluşturduğu bir süreç olan glikasyon oranını artırır. AGE'ler yakındaki proteinlere zarar verir ve kolajeni kuru, kırılgan ve zayıf hale getirebilir.
Sigara kolajene zarar verir: Tütün dumanında bulunan birçok kimyasal ciltte hem kolajene hem de elastine zarar verir. Nikotin ayrıca cildin dış katmanlarındaki kan damarlarını da daraltır. Bu, cilde besin ve oksijen verilmesini azaltarak cilt sağlığını tehlikeye atar.
Güneşlenme kolajenin hızlı parçalanmasına neden olur: Güneş ışığında ultraviyole ışınları, kolajenin daha hızlı parçalanmasına, kolajen liflerine zarar vermesine ve anormal elastinin birikmesine neden olur. Güneş ışığında UV ışınları dermisteki kolajene zarar verir ve cilt yanlış bir şekilde yeniden yapılarak kırışıklıklar oluşturur.
Otoimmün bozukluklar kolojen yıkımına sebep olur: Bazı otoimmün bozukluklar, antikorların kolojeni hedeflemesine neden olur.
Genetik değişiklikler, hücre dışı matrisi etkileyebilir. Üretilen kolajen daha düşük olabilir veya işlevsiz, mutasyona uğramış kolajen olabilir.
Yaşlanma kolajeni azaltır: Yaşlanma süreci, kolajen seviyelerinin zamanla doğal olarak tükenmesine neden olur. Bunu engellemenin bir yolu yoktur.
Tütün ve aşırı güneşe maruz kalmaktan kaçınmak ve sağlıklı bir diyet ve egzersiz rejimini takip etmek, görünür yaşlanmayı azaltmaya ve kolajeni korumaya yardımcı olabilir, cildi, kemikleri, kasları ve eklemleri daha uzun süre sağlıklı tutar.
Kolajen takviyeleri dünyasına girdiğinizde, bir dizi seçeneğiniz var. Sıvı kolajen (likit kolajen) ve kollajen tozu ve kolajen tabletleri.
Hangi kolajen takviyesinin alınacağının seçimi kısmen kişisel tercihinize bağlıdır- örneğin, kolajen takviyelerinizi yutmayı mı yoksa sabah smoothie'nizle karıştırmayı mı tercih edersiniz - ancak bir türü diğerinden daha etkili kılan bazı farklılıklar vardır.
Öyleyse kolajen tozu, sıvı kolajen ve kolajen kapsülleri arasındaki farklar nelerdir?
Kolajen protein tozu: Kolajen tozu, şu anda piyasada bulunan kolajen takviyelerinin en çok yönlü olanıdır. Bazıları ilave tatlandırıcılar, renkler ve koruyucularla satılırken, en iyi kolajen takviyeleri, en sevdiğiniz sıcak ve soğuk sıvılardan akşam yemeğinize kadar her şeyde karıştırılabilen kokusuz, aromasız tozlar olarak gelir.
Sıvı kollajen: Bazı üreticiler sıvı kollajenin (likid kolajen) biyolojik olarak en uygun kollajen türü olduğunu iddia etse de, bunu destekleyecek hiçbir bilimsel kanıt yoktur. Bununla birlikte, sıvı kolajen takviyeleri, anında tüketime hazır olma avantajına sahiptir. Bu nedenle, protein tozunu yiyeceklerinize veya içeceklerinize karıştırmayı sevmiyorsanız veya damak zevkinize uygun değilse sıvı kollajen sizin için doğru seçim olabilir.
Kolajen kapsüller: Tozla oynamaktan veya hazır sıvı içmekten hoşlanmıyorsanız, kolajen kapsüller en iyi seçiminiz olabilir. Kolajen tabletler yutmaktan çekinmediğiniz sürece, jelatin kapsüle sıkışmış kolajen tozu olduğundan, herhangi bir şeyi karıştırmak veya tatmak konusunda endişelenmenize gerek kalmaz.
Bize en sık sorulan sorular arasında “en iyi kolajen markası”, “en iyi kolajen takviyesi”, “yüzdeki kolajen nasıl arttırılır” soruları gelmektedir. Diğer bir soru da; “sıvı kolajen mi, kolajen kapsül mü, kolajen tozu mu” olmaktadır.
“Kollajen tozu, sıvı veya kapsülleri seçseniz de hidrolize kollajen, yani kollajen peptidler veya kollajen hidrolizat içeren ürünleri aradığınızdan emin olun. Bu terimler, satın aldığınız kolajenin en basit bileşenlerine bölünerek daha kolay sindirim ve daha iyi emilim sağladığının garantisidir.”
En iyi sıvı kolajen markası veya en iyi kolajen tozu markası ararken öncelikle bakmanız gereken, kolajenlerini otla beslenen sığır eti, serbest dolaşan tavuk veya avlanabilir vahşi balıklardan elde eden markaları aramalısınız. Bu şekilde mümkün olan en kaliteli kolajen aldığınızdan emin olabilirsiniz.
Kolajenin, daha iyi görünmenin çok ötesinde sağlık için birçok yararı vardır. Kolajenin yararları:
1. Cilt kırışıklığında kolajen tedavisi; Saç derinizi ve tırnaklarınızı iyileştirir ve güçlendirir. Kırışıklıklar, daha gevşek cilt, çatlaklar ve selülit, daha düşük kollajenin bir sonucu olabilir. Kolajen daha fazla alındığında cildiniz daha sıkı ve pürüzsüz görünecektir.
2. Sızdıran bağırsak sendromunda kolajen tedavisi; Sızdıran bağırsak sendromunda bağırsak onarımına yardımcı olur. Sızdıran bağırsak sendromunda toksinlerin sindirim sisteminizden vücudunuza geri geçebileceği için tüm sistemlerinize zarar verebilir. Kolajen bağırsaklarınızın onarımına ve sızdıran bağırsakları iyileştirmenize yardımcı olabilir. Herhangi bir türdeki iltihaplı bağırsak hastalığınız varsa, kollajen sindirime yardımcı olabilir.
3. Eklem ağrısında kolajen tedavisi; Eklem ağrısını azaltır veya önler ve bir anti-enflamatuar görevi görür. Kolajen, bir araba motorundaki yağa benzer şekilde işlev görür: bağların, tendonların ve eklemlerin sorunsuz bir şekilde kaymasına yardımcı olur. Daha az kollajen, şişmiş, sert ve ağrılı eklemler anlamına gelebilir. Chicago'daki Illinois Üniversitesi Tıp Fakültesi'ne göre kolajenin osteoartrit ağrısını hafifletmeye yardımcı olduğu gösterilmiştir.
4. Kolajen metabolizmanızı ve kas kütlesini artırır; Kolajende bulunan amino asit glisin, glikozu enerjiye dönüştürmeye ve yağsız kasları artırmaya yardımcı olur. Daha fazla yağsız kas, daha hızlı metabolizma anlamına gelir çünkü kas, yağdan daha fazla kalori yakar. Kolajen ile birlikte C vitamini almak bu sürece yardımcı olur.
5. Kolajen karaciğer ve detoks sistemlerinizi desteklemeye yardımcı olur; Glisin, karaciğerinizi toksinlerden korumaya yardımcı olur ve herhangi bir karaciğer hasarının onarılmasına yardımcı olabilir.
6. Kolajen kalbi ve kardiyovasküler sağlığınızı korumaya yardımcıdır; Kollajenin başka bir bileşeni olan Proline, arterleri onarmaya ve onlardan yağ birikintilerini temizlemeye yardımcı olabilir. Ayrıca kan basıncını düşürdüğü de gösterilmiştir.
KOLAJEN TOZU
En popüler kollajen formlarından biri kollajen tozudur. Tam olarak göründüğü gibi: sıvıda çözünen ince, beyaz bir tozdur. Genellikle smoothie'lere, içeceklere ve yiyeceklere katılarak tüketilir.
Kolajen tozları, çok farklı şekillerde kullanım seçeneğ sunar. Kolajen tozları alırken, "peptitler" kelimesini de görebilirsiniz. Bu, uzun amino asit zincirinin parçalandığı süreci (hidroliz) ifade eder. Elde edilen toza hidrolize kolajen adı verilir ve vücudunuzun emmesi ve kullanması daha kolay bir formdur.
Kolajen tozlarının avantajları;
Artıları: Bir kutu veya pakette gelen kolajen tozları, aklınıza gelebilecek hemen hemen her şeye eklenebilecekleri için kullanımları çok yönlüdür. Günümüzde en çok tercih edilen kollajen tozu alım şekilleri kahve, tatlılar, su ve hatta sabah omletiniz ile birlikte olabilir. Almayı hatırladığınız an, onu içeceğinize doldurabilirsiniz. Her kolajen tozu markası aynı içerik ve bileşiklere sahip değildir. Kolajen miktarı ve içine dahil edilen bileşikler toz kolajen tavsiyesi listelerini etkiler. En kaliteli toz kolajen markası araştırırken, elde edildiği kaynağa bakmayı unutmayınız.
Kolajen tozlarının dezavantajları;
Bazı insanlar, kolajen tozlarının tadının, yiyeceklere eklenemeyecek kadar belirgin olduğunu düşünüyor. Kolajen kullananların yorumlarında bu tadı beğenmediklerinden kolajen kapsül kullandıklarını belirtenler vardır.
Kolajen Tozu Nasıl Kullanılır: Çoğu kolajen tozu kullanışlı küçük bir kepçe ile gelir, böylece doğru dozu aldığınızdan emin olabilirsiniz. Karıştırmadan önce smoothie'nize bir kaşık ekleyin. Diğer içecekler söz konusu olduğunda, onu çözecek kadar uzun süre karıştırdığınızdan veya salladığınızdan emin olun.
KOLAJEN KAPSÜLÜ
İdeal günlük kolajen dozu ayarı ile uğraşmak istemeyen, kolajeni bir “kolajen hapı” içinde almayı tercih edenler için, kollajeni kapsül formunda bulabilirsiniz.
Kolajen Kapsül Avantajları; Kolajen kapsül karıştırma, sallamanız veya başka bir şekilde herhangi bir içecek veya tarifle karıştırmanız gerekmeyen kolay kullanımlı bir formdur. Kolajen kapsül kullananların yorumları kolay kullanımı sebebi ile tercih ettiğini belirtir. Kolajen kapsüller, kolajen tozu içerir. Buradaki fark, birinin bir jel kapsülün içine girmesidir.
Kolajen Kapsül Dezavantajları; İhtiyacınız olan kolajen miktarı nedeniyle, kolajen hapı genellikle büyüktür ve birden fazla almanız gerekir. Bu nedenle, kapsül almakta zorlanıyorsanız, diğer kolajen çeşitleri kullanabilirsiniz.
Kolajen Kapsülleri Nasıl Kullanılır: Hap şeklindeki diğer takviyeler gibi, kolajen hapları büyük bir bardak su ile ve belirtilen kolajen dozunda alınır.
SIVI KOLAJEN (Likit Kolajen)
Kolajenin ayrıca sıvı formuda da mevcuttur. Önceden ayarlanmış, içmeye hazır şişelerde gelirler. Bazıları küçük kolajen iğneleri gibi oldukça küçük, bazıları ise daha büyüktür (bir şişe likit kolajen gibi).
Sıvı Kolajen Avantajları; Sıvı kolajenler, tüketime hazırdırlar, böylece karıştırma veya kapsül yutma aşamalarını atlayabilirsiniz.
Sıvı Kolajen Dezavantajları; Sıvı kollajenlerde istediğiniz gibi alma seçeneğiniz yoktur (yemeklerde, çorbada, fırında vb.). Ayrıca, tadın sevmiyorsanız, sonuçta fazladan bir şeyler eklemeniz gerekebilir.
Sıvı Kolajenler Daha Etkili Midir?
Bazı kolajen markaları, sıvı kolajenin daha iyi biyoyararlanıma (vücudun kullanmasının daha kolay olduğu anlamına geliyor) sahip olduğunu iddia ederler. Ancak sıvı kolajenin daha etkili olduğu destekleyecek bilimsel çalışmalar mevcut değildir.
KOLAJEN ENJEKSİYONU
Enjekte edilebilir kolajen dolgu maddeleri de mevcuttur. Ancak buradaki niyet, toz kolajen ve kapsül kolajen biraz farklıdır. Bunlar, yalnızca yüz cilt tonusunu ve görünümünü (yara izleri dahil) iyileştirmek isteyenler içindir ve "dermal dolgu maddeleri" kategorisine girer.
Kolajen Enjeksiyonu Avantajları; Eskiden daha çok kullanılan dolgu malzemesi kategorisinde bir malzemedir.
Kolajen Enjeksiyonu Dezavantajları; “Kolajen enjeksiyonu” yüzüne enjeksiyon istemeyenler için uygun bir yöntem değildir. Kolajen enjeksiyonu alerjik reaksiyon riski yüksektir. Önce alerji için cilt testi yapılması gerekir. Herhangi bir alerji geçmişiniz veya yara izi oluşma eğiliminiz varsa enjekte edilebilir kolajen dolgu maddelerinden kaçınmanızı önerir. Kolajen enjeksiyonu eskiden popüler bir dolgu maddesiyken, yeni dolgular piyasaya çıktıkça popülaritesi azalmıştır.
KOLAJEN KREMLERİ
Gençleştirici özelliklere sahip olduğunu, kırışıklıkları azalttığını ve kullandıkça daha genç görünmenizi sağladığını iddia eden birkaç kolajen kremi ve kolajen losyon vardır. Ancak kolajen çok büyük bir moleküldür. Cilt bakımı olarak kullandığınız çoğu molekülden çok daha büyüktür. Kolajen kremler içerdiği kolajen cilt tarafından emilemeyecek kadar büyüktür. Kolajen içerdiğini iddia eden herhangi bir cilt kremi veya losyonu maalesef etkili olmayacaktır.
Kolajenin herhangi bir yan etkisi var mı?
C. Kolajen takviyelerinin yutulması kendi yan etkilerine neden olabilir. İshal veya mide rahatsızlığı gibi hafif yan etkiler yaşanabilir. Diğer yan etkiler arasında ağızda kötü tat, mide ekşimesi ve dolgunluk sayılabilir. Takviyeleri aldıktan sonra bunlardan herhangi biriyle karşılaşırsanız, en iyisi doktorunuza danışmaktır.
Amino asitler vücudumuzun yapı taşlarıdır ve iyileşmemizi, büyümemizi, yaşlanan vücudumuzu onarmamızı ve gençleşmemizi sağlar. Vücudumuzun kolajen üretebilmesi için de gereklidirler. Kolajen üretimi 20 yaş civarında zirve yapar ve yaşlandıkça yavaşlar. Bu azalma, protein liflerinin kademeli olarak bozulmasına neden olur, bu da cildimizin kurumasına ve incelmesine ve kırışıklıkların ortaya çıkmasına neden olur. Ayrıca kemik ve kıkırdak kaybına ek olarak eklemlerimizde artan ağrı, rahatsızlık ve iltihaplanmaya da yol açar. Saçlarımız incelmeye başlayabilir, hormonlarımızın etkisi azalabilir, vücudumuz arıza vermeye ve ağrımaya başlayabilir, sindirim sistemimiz zarar görür ve kendimizi iyi hissetmemeye başlarız. Bu döngüyü azaltmak ve yapımı arttırmak için kolajen kullanılabilir.
Bu çok özel protein formu, hayvansal ürünlerden elde edilir. İneklerden elde edilene “sığır kolajeni”, balık kolajeni (deniz kolajeni),tavuklardan elde edilene “tavuk kolajeni” denir.
Vücut tarafından daha hızlı sindirilen daha küçük protein moleküllerine parçalanan kolajen için sadece süslü bir kelimedir. Bu, amino asitlerin daha fazla biyolojik olarak kullanılabilir olduğu ve böylece vücudun bunları çok kolay ve etkili bir şekilde kullanabileceği anlamına gelir.
Cildin elastikiyetini artırmak için kaç gram kolajen almalıyım?
Sonuçları görmeye başlamak için günde 20 gr almak önerilir.
"Yapılan çalışmalarda vücuttaki kolajenin etkilerinin başlamasının en az 8-12 hafta sürdüğünü belirtir. Örneğin cilt için kolajen alsanız bile, vücudunuz öncelikle nerede ihtiyacı varsa orada kullanacaktır. Kolajeni kullanırken hangi bölge için kullandığınızdan ziyade öncelik vücudun ihtiyaç duyduğu bölgelerde olacaktır. Cildiniz, gözleriniz, tırnaklarınız, saçlarınız, kaslarınız, kemikleriniz, kıkırdak, tendonlar, eklemler, bağırsak, beyin, veya vücudun ihtiyaç duyduğu başka şeyler için kullanmaya başlayabilir. Bu nedenle, kolajen takviyesi alırken, kırışıklıklarda bir azalma veya ağrıda bir azalma veya daha güçlü tırnaklar veya daha hızlı büyüyen saçlar görmek isteyebilirken bu sonuç için beklemeniz gerekebilir.
Örneğin kolajenin cilde etkileri için kullanıyor olabilirsiniz ama sonuçları görmezseniz, kolajenin etkisizliğinden ziyade vücudun ihtiyaç duyduğu başka bölgelerde öncelikli olarak kullanıldığını düşünebilirsiniz. Kolajen kullananların yorumları yaralanmalardan daha hızlı iyileşme, sporda gelişmiş performans, gıda veya gıda alerjilerine karşı hassasiyette azalma, hareketlilikte iyileşme ve daha iyi uyku ve zihinsel uyanıklık olarak bildirilmektedir. Ancak kolajen etkileri için daha çok bilimsel çalışma gerekliliğini de belirtmek gerekir.
Birçok doktor her gün tam bir doz (günde yaklaşık 13 gram) alınıp ve vücudun uyum sağlaması için ilk başta yavaşça başlanmalıdır. Yüksek kaliteli kolajen takviyesi tercih edip bunu zevkinize uygun herhangi bir sıcak veya soğuk yiyecek veya içeceğe ekleyebilirsiniz. Ilık limon suyu, çay, kahve, smoothie, yoğurt, yulaf lapası, çorba, köri, güveç, sos veya yiyecek ile deneyin. Tatlı veya tuzlu olsun, herhangi bir gıda ile beraber alabilirsiniz. Diyetinizde bol miktarda C Vitamini bulunduğundan emin olun, çünkü bu vücuttaki kolajen üretiminde bir yardımcı faktördür.
Kolajen, gıdalardan elde edilen bir proteindir ve bu nedenle, sığır eti, balık veya tavuk gibi, bir sağlık durumunuz yoksa veya proteinden kaçınmayı gerektiren bir ilaç almadığınız sürece, genellikle herkesin kullanabileceği bir takviyedir. Bununla birlikte, herhangi bir tıbbi probleminiz varsa, hamile veya emziriyorsanız kolajen kullanmamalısınız.
Kaşık boyutunuza bağlı olarak, günde yaklaşık iki yemek kaşığına tekabül eden günde 13 gramlık (13.000 mg) porsiyon öneririz. Bunları tek seferde alabilir veya gün boyunca yemek ve içeceklere dağıtabilirsiniz.
Kolajen üretimini artırmanın doğal yolları arasında C vitamini yönünden zengin besinler, özellikle meyveler, sebzeler ve kişniş (kişniş); topikal veya yenilebilir Aloe Vera ve Ginseng kullanarak; kan dolaşımını ve kollajen üretimini uyaran yeterli egzersiz ve masaj yapmak; Sigarayı bırakmak ve liflere yapışan ve onları sertleştiren şekeri ortadan kaldırmak mat ve yaşlanan cilde neden olur. Ultraviyole radyasyonu kollajene zarar verdiğinden her zaman güneş kremi kullanmak önerilir. Kolajen kremlerden de fayda görülebilir, ancak yalnızca moleküllerin cilde nüfuz edecek kadar küçük olduğu kollajen kremleri kullanılırsa.
Kolajen fiyatlarında önemli faktör kalitedir. Hidroliz işleminin arkasındaki teknoloji, son ürünün kalitesini ve etkinliğini belirleyecektir. Kolajen fiyatları ziyade en iyi kalite kolajen almaya çalışmak gerekir. Zira kolajen elde edilen kaynak (sığır, balık, domuz, balık) kalitesi, işlenişi, ağır metal içermemesi çok önemlidir. Fiyatlandırma açısından, kolajen toz fiyatları en uygun maliyetli olanlardır. Aynı zamanda alınabilecek en esnek ve doğal biçimdir. Kapsüllere karşı dikkatli olmak gerekir zira içerdikleri doz ve katkı maddeleri önemlidir. Kolajen kapsül fiyatları en pahalı olanlardır. Sıvı kolajen fiyatları değişkendir. Likit kolajen kapsüllerden daha yüksek bir dozaj içerebilir, ancak nadiren tozla aynı dozlara sahiptirler, çoğu zaman yarıdan azdır. Ayrıca, çoğu kimyasal olarak işlenmiş tatlandırıcılar ile zenginleştirilme eğilimindedirler. Sıvı kolajen aşina olmadığınız tatlara sahip olabilir, satın alırken göz önüne alınmalıdır.
Tipik olarak, mevcut takviyelerin% 95'i ineklerden elde edilen sığır proteinini veya balıklardan elde edilen deniz proteinini içerir. Bazı satıcılar sizi birinin diğerinden daha iyi olduğuna veya belirli bir "kolajen takviyesi türünü" seçmeniz gerektiğine ikna etmeye çalışsa da, aldığınız türden etkililik açısından, özellikle de yüksek kalite kullanıyorsanız, aslında hiçbir fark yoktur.
Aşağıdaki noktalar, sığır kolajeni ve deniz kolajeni (balık kolajeni) ürünleri arasındaki gerçek farklılıkları anlamanıza yardımcı olacaktır:
Sığır kolajeni ve balık kolajeni moleküler düzeyde, amino asit yapısı çok az farklıdır, ancak hiçbir şekilde proteinlerin biyoyararlanımını değiştirmez.
Amino asit parçalanması, iki ürün arasında biraz farklıdır, ancak yalnızca her bir amino asidin miktarı bakımından farklılık gösterir. Örneğin, hem deniz hem de sığır 18 amino aside sahiptir, ancak balık kolajeni tipik olarak daha fazla alanin, arginin ve aspartik asit bulunurken, sığır tipik olarak daha fazla glisin, hidroksiprolin ve prolin içerir.
Ürünlerin etkinliğinde HİÇBİR fark yoktur. Bununla birlikte, eğer balık alerjiniz varsa, balık kolajen sizin için kesinlikle uygun değildir. Eğer birisi sığır eti ürünlerine duyarlıysa, sığır kolajen onlar için uygun değildir. Proteine alerjisi olan veya protein sindirmede zorluk yaşayan herkes, her iki ürünü de uygun değildir.
Kaliteli balık kolajeni ve kaliteli sığır kolajeni arasında koku açısından çok az fark vardır. Her iki ürünün de ya hiç ya da zar zor algılanabilir organoleptik özellikleri olmalıdır. Bununla hassas damaklar deniz kolajeninde hafif bir tat fark edebilir. Ancak nihai ürünün kalitesini belirleyen, üretim sürecinin kalitesidir. Balık kolajeni fiyatı, sığır kolajeni fiyatı ile karşılaştırıldığında daha pahalıdır. Bunun sebebi balık kolajeni üretim maliyetlerinin daha yüksek olmasıdır.
Erkeklerin çoğu normal ancak sıklıkla üzücü bir durum olan saç dökülmesinden muzdariptir. Bu kapsamlı yazı, erkeklerde saç dökülmesine katkıda bulunan birçok faktörü araştırıyor ve bu zor durumu anlamak için Devamını Oku...
Saç dökülmesi dünya çapında çok sayıda kadını etkileyen bir konudur. Bu blog yazısında yaşam tarzı seçimleri ve hormonal dengesizlikler de dahil olmak üzere kadınlarda saç dökülmesinin nedenlerini inceleyece Devamını Oku...
Neden yaşlandığımızı hiç düşündünüz mü? Yaşlanma doğal bir süreç olsa da, son araştırmalar yaşlanmayı hızlandıran sürpriz bir bileşenin olduğunu ortaya çıkardı: “kronik inflamasyon”. Devamını Oku...
Hem erkekler hem de kadınlar için saç dökülmesi yaşamak üzücü olabilir. Genetik, hormonal değişiklikler, ilaçlar, hastalık ve yetersiz beslenme gibi çok sayıda faktör saç dökülmesine neden olabilir. Devamını Oku...
Pek çok insan genetik, beslenme, ilaçlar ve yaşam tarzı kararları gibi çeşitli faktörlerin neden olabileceği psikolojik stres ve kaygının da saç dökülmesine neden olup olmayacağını merak ediyor. Devamını Oku...
Her ne kadar bunu kanıtlayacak henüz yeterince çalışma yoksa da, mevcut çalışmalara ve tedaviden sonra görülen sonuçlara dayanarak bu konunun kuvvetle muhtemel olabileceği söylenebilir. Devamını Oku...
Dermapen veya Dermaroller veya mikro iğneleme saç yenilenmesi ve saç dökülmesi konusunda üzerinde çalışmalar yapılan güncel uygulamalardandır. Devamını Oku...
Aşırı terlemeyi (hiperhidroz) tedavi etmek için ağızdan alınan birçok ilaç kullanılır. Her bir terleme önleyici ilaçlar farklı yan etkileri ve dozlama önerileri vardır. Devamını Oku...
Kırışıklık kremleri yüzdeki ince çizgileri ve kırışıklıkları azaltır mı? “Kırışıklık kremleri işe yarıyor mu”. Size bu konuda fikir vermeye çalışacağız. Devamını Oku...
Son yapılan çalışmalar yeni tip koronavirüs aşılarının şiddetli Covid-19 hastalığına karşı oldukça koruyucu olduğunu göstermektedir. Devamını Oku...
Saç dökülmesi ile ilgili araştırmalar PRP, hastanın kanında bulunan trombositleri enjekte etmenin ve büyüme faktörlerini etkinleştirmenin saç köklerine giden kan akışını arttırdığını ve saç tellerinin kalınl Devamını Oku...
Radyofrekans uygulamaları tıpta uzun zamandır farklı amaçlar ile kullanılan bir yöntemdir. Estetik alanda uygulaması son dönemde alınan güzel sonuçlar ile daha popülerize olmuştur. Devamını Oku...
Merhabalar, Kolajen yazınızı okudum verdiğiniz bilgiler için teşekkür ederim. Hangi marka toz kolajene güvenip almalıyım bekirtirseniz çok sevinirim. İyi sağlıklı günler dilerim.
Maalesef size önerebileceğim üretim koşullarını bildiğim bir marka yok olsa da kanunlar gereği bu mecradan marka belirmemiz yasak. Kolajen takviyeler hakkında genel bilgi veren yazımda da belirttiğim gibi, kolajen takviyeleri ile ilgili birkaç konu önemlidir. 1.Mutlaka piyasada bilinen markalardan birisini alın (Zira kolajen hayvanlarda en çok deri, toynak vs gibi dokularda yoğun olduğu için üretim ve işlenme teknolojileri önem arzeder) 2. Allerji durumunuzu göz önüne alın; balık allerjiniz var ise balık kollajeni veya marine collagen alamazsınız.